

Hikayemiz
Bir fırtınayla galaksi oluÅŸtu. Galaksinin baÅŸlangıcında hiçbir ÅŸey yoktu, yalnızca aÅŸk vardı. Bu aÅŸk, birbirini derin bir tutkuyla seven iki varlığı ortaya çıkardı: Rose ve Snow.
Rose ve Snow, her ÅŸeyden habersiz, sadece birbirlerine olan çılgınca sevgilerine kapıldılar ve birlikte kayboldular. Zamanla tekrar bir fırtına patlak verdi ve bu fırtına Rose'u yeryüzüne taşıdı, onu yeryüzüne dönüÅŸtürdü. Snow ise göÄŸe yükselerek gökyüzüne dönüÅŸtü. Ama aÅŸk, onları asla tam anlamıyla ayıramadı. Bu ayrılıklarına raÄŸmen, birbirlerine olan aÅŸkları her geçen gün daha da artarak günümüzde de devam ediyor.
Snow, Rose'a ulaÅŸmak için eÄŸildikçe baÅŸarısız oluyor, Rose ise Snow'a yükselmek istedikçe ona varamıyordu. Snow artık gökyüzünün ve kışın merkezindeydi, Rose ise yeryüzünün ve yazın kalbiydi.
Bu aşıklar, birbirlerine kavuÅŸmak için delicesine yollar aradılar, ancak bir türlü baÅŸarılı olamadılar. Sonunda ilk kış geldi... Kış geldiÄŸinde Snow, uyuyan Rose'un üzerine, her biri özenle desenlenmiÅŸ kar taneleriyle sevgisini ve aÅŸkını gönderdi. Rose, rüyasında Snow ile birlikte olmanın mutluluÄŸunu yaÅŸadı. Uyandığında, Snow’un kar taneleriyle onu uyurken örttüÄŸünü ve yaz mevsimi gelirken bu kar tanelerinin her birinin sevgisini kalbine ve ruhuna iÅŸlediÄŸini fark etti. Bu aÅŸkın kokusu öyle güzeldi ki... Rose, Snow’a olan sevgisini, kar tanelerini kendi sevgisiyle besleyerek Snow’a geri göndermek istedi. Rose, yeryüzünden öyle hoÅŸ ve güzel bir koku yaydı ki, bu koku gökyüzünde uyuyan Snow’un ruhunun derinliklerine kadar ulaÅŸtı.
Böylece Rose ve Snow, sevginin ve güzelliÄŸin sembolü haline geldi.
Biz de bu büyük aÅŸkın hikayesinden ilham aldık ve bu aÅŸkın sonucu olarak RoseSnow Gülsuyu'nu sizler için keÅŸfettik. AÅŸkın güzelliÄŸini cildiniz için doÄŸal bir bakım ürünü olarak geliÅŸtirdiÄŸimiz RoseSnow Rosewater ile sizlere sunuyoruz.



ISPARTA DA GÜL ÜRETİMİ NASIL BAÅžLADI?
Isparta da gülcülüÄŸün binlerce yıl gerilere giden, eski, köklü bir tarihi yoktur. Isparta gülcülüÄŸü, en çok 150 yılı bile geçmeyen bir tarihe sahiptir. Daha gülcülük Isparta'da bilinmez iken Burdur, Denizli, Çal yörelerinde Gül tarımının yapılmakta olduÄŸu bilinmektedir.
GülcülüÄŸü Isparta'ya, Yalvaç ilçesinden gelip Isparta'ya yerleÅŸen MeydanbeyoÄŸlu, Mehmet İzzet'in oÄŸlu İsmail Efendi getirmiÅŸtir. Bu getiriÅŸin de çileli, çok ilginç bir öyküsü vardır.
İsmail Efendi, iyi bir medrese eÄŸitimi almış ve kendini sürekli geliÅŸtirerek görüÅŸ açısı oldukça geniÅŸ bir kiÅŸi olarak yetiÅŸmiÅŸtir. Gülcüzade İsmail Efendi’nin ilk ticari teÅŸebbüsü dokumacılık olmuÅŸ, çeÅŸitli ustalardan aldığı bilgilerle kurduÄŸu dokuma tezgahları sayesinde bu mesleÄŸin Isparta ve Burdur çevresinde hızla yayılmasını ve bir çok kiÅŸinin bu mesleÄŸi öÄŸrenmesini saÄŸlamıştır. 1889 yılında Bulgaristan’a baÄŸlı Kızanlık bölgesinden Denizli’nin Çal ilçesine gelen bir tapu memurunun gül çiçeÄŸinden yaÄŸ elde edebildiÄŸini öÄŸrenmesi ile bu kiÅŸi ile mektuplaÅŸmış ve Gülcülük üzerine geniÅŸ bilgilere sahip olmuÅŸtur. İ
İsmail Efendi her Isparta'lı gibi bilinçli, uyanık, yeni bir ÅŸeyler öÄŸrenmeye, yapmaya susamış, kendine güvenli, çalışkan, sabırlı, hırslı, direnme gücü olan, inatçı kiÅŸiliÄŸe sahip bir kiÅŸi idi. O vakte dek, Isparta ovasına ne ekilip dikilir ise pek gelir getirmiyor, çalışıp çabalamalar boÅŸa gidiyordu.
İsmail Efendi ÅŸöyle komÅŸu illere Burdur, Denizli, Çal yörelerine doÄŸru bir geziye çıktı. Oralarda ne ekip dikiyorlar, topraktan nasıl daha çok gelir saÄŸlıyorlar baktı, çekti. Gülcülük büyük oranda yapılır ise iyi para getirir, Isparta topraklarında da gül yetiÅŸir, kanısına vardı. Hiç vakit geçirmeden otuz dekar toprak saÄŸladı. Çukurları açtırdı. Çevrede bulunan süs güllerinin içinden yaÄŸ gülü olabileceklerden, fidanlar aldı. Otuz dönüm yerin otuz dönümüne de gül dikti.